Makaleler

BOŞANMA

Karı ve kocanın sağ oldukları durumda evlenmeyi sona erdiren normal hal boşanmadır. Bu bakımdan boşanmayı, eşler hayattayken, kanunda öngörülmüş olan bir sebebe dayanarak, birinin açacağı dava sonucunda evlilik birliğine hakim kararı ile son verilmesi olarak tanımlayabiliriz.

Medeni kanun sistemi ancak hakim kararı ile boşanma biçimidir. Hakimin karar verebilmesi için, eşlerden en az birinin boşanma davası açmış olması gerekir. Bu hak her iki eşe de tanınmıştır. Açılan boşanma davasının kanunda yazılı sebeplerden birine dayanması gerekmektedir.

BOŞANMA SEBEPLERİ

Boşanma sebepleri Medeni Kanunda (161-166) altı maddede düzenlenmiştir. Bu sebepler “özel-genel boşanma sebepleri” ve “mutlak-nispi boşanma sebepleri” olarak sınıflandırılabilmektedir.

ÖZEL BOŞANMA SEBEPLERİ

Özel boşanma sebepleri; zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış, suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme, terk ve akıl hastalığıdır.

GENEL BOŞANMA SEBEPLERİ

Genel boşanma sebepleri; evlilik birliğinin sarsılması ve anlaşarak boşanma olarak iki çeşittir.

MUTLAK BOŞANMA SEBEPLERİ

  1. Zina
  2. Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış
  3. Terk
  4. Anlaşarak boşanma

NİSPİ BOŞANMA SEBEPLERİ

  1. Akıl hastalığı
  2. Suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme
  3. Evlilik birliğinin sarsılması

1.Zina

TMK md. 161’de düzenlenmiş olan zina kusura dayalı, mutlak ve özel bir boşanma sebebidir. Genel olarak zina, eşlerden birinin evlilik birliği devam ederken, karşı cinsten bir kişi ile isteyerek cinsi münasebette bulunması şeklinde tanımlanmaktadır. Yani zinadan söz edebilmek için, eşin isteyerek evlilik dışı cinsi münasebette bulunması, yani kusurlu olması gerekir.

“Eşlerden biri zina ederse, diğer eş boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

2.Hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış

TMK md. 162/1’e göre, ‘’Eşlerden her biri diğeri tarafından hayatına kastedilmesi veya kendisine pek kötü davranılması ya da ağır derecede onur kırıcı davranışta bulunulması sebebiyle boşanma davası açabilir. Davaya hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve herhalde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer. Affeden tarafın dava hakkı yoktur.”

3.Küçük düşürücü suç işleme ve haysiyetsiz hayat sürme

Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler ya da haysiyetsiz bir hayat sürer ve bu nedenlerden dolayı o eş ile birlikte yaşaması diğer eşten beklenemez durumu gelirse, bu eş her zaman boşanma davası açabilir. Örneğin, dolandırıcılık, hırsızlık, hileli iflas, ırza geçme küçük düşürücü suçlardan sayılmıştır.

4.Akıl hastalığı

MK 165’e göre, ‘’Eşlerden biri akıl hastası olup da bu yüzden ortak hayat diğer eş için çekilmez hale gelirse, hastalığın geçmesine olanak bulunmadığı resmi sağlık kurulu raporuyla tespit edilmek koşuluyla bu eş boşanma davası açabilir.’’

5.Terk

TMK md. 164, terkin şartlarını belirlemiştir.

-Eşlerden birinin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemek maksadıyla ortak konutu terk etmesi

-Terk için haklı sebebin sonradan ortadan kalkması ve buna rağmen eşin ortak konuta dönmemesi

-Terkin en az altı ay sürmesi

Terk eden eşe hakim ya da noter tarafından ihtarda bulunulması ve eşin buna rağmen dönmemesi

6.Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması

TMK md. 166/1 ve 2’ye göre, ‘’Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir.

Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır. Bununla beraber bu itiraz, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar bakımından korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir.’’

Şartları:

-Evlilik birliğinin temelinden sarsılmış olması

-Evlilik birliğinin temelinden sarsılması en az eşlerden biri için ortak hayatı sürdürmesi beklenemeyecek derecede olmalıdır.

-Davalının, davacının daha kusurlu olduğu itirazını ileri sürmemiş ya da ileri sürülen itiraz kabul edilmemiş olmalıdır.

  1. Anlaşmalı boşanma

Anlaşmalı boşanmaya karar verilebilmesinin şartları

-Evlilik en az bir yıl sürmüş olmalıdır.

-Boşanmak için eşler, ya birlikte mahkemeye başvurmalı ya da bir eş, diğerinin açtığı boşanma davasını kabul etmelidir.

-Hakimin tarafları bizzat dinlemesi

-Tarafların yapmış oldukları anlaşmanın hakim tarafından uygun bulunması

Hakim tarafların ve çocukların menfaatlerini göz önünde bulundurarak gerekli gördüğü değişiklikleri yapabilir.

Ortak Hayatın Kurulamaması ya da Fiili Ayrılık

TMK 166/4’e göre, ‘’Boşanma sebeplerinden herhangi biriyle açılmış bulunan davanın reddine karar verilmesi ve bu kararın kesinleştiği tarihten başlayarak üç yıl geçmesi hâlinde, her ne sebeple olursa olsun ortak hayat yeniden kurulamamışsa evlilik birliği temelden sarsılmış sayılır ve eşlerden birinin istemi üzerine boşanmaya karar verilir’’.

YETKİLİ VE GÖREVLİ MAHKEME

Görevli mahkeme Asliye hukuk mahkemesi derecesinde olan Aile Mahkemesidir. Eğer o yerde aile mahkemesi yoksa, oradaki asliye hukuk mahkemesi, aile mahkemesi sıfatıyla hareket eder. Yetkili mahkeme ise eşlerden birinin yerleşim yeri veya davadan önce son defa altı aydan beri birlikte oturdukları yer mahkemesidir.

KONUYA İLİŞKİN YARGITAY KARARLARI

  1. 1. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 05.11.2013 E.2013/1707, K.2013/25153.

 (…) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle birbiriyle çatışmadığı sürece hem özel hem de genel boşanma hukuki sebeplerine dayalı olarak aynı davada boşanma talebinin ileri sürülmesinin mümkün bulunmasına, bu kapsamda davalı-davacı kadının hem Türk Medeni Kanununun 161. maddesinde düzenlenen “zina” hukuki sebebine, hem de Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesinde düzenlenen “evlilik birliğinin temelinden sarsılması” hukuki sebebine dayalı olarak boşanma talep ettiğinin ve Türk Medeni Kanununun 161. maddesine dayalı talebin kabul edilmesi koşullarının oluşmadığının anlaşılmasına göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir (…).

 

  1. Yargıtay. 2.Hukuk Dairesi 26.09.2016 E.2015/19830, K.2016/13082.

 (…)Türk Medeni Kanununun 166/1-2. maddesi uyarınca; boşanma kararı verilebilmesi için evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri eşlerden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığının sabit olması gerekir. Oysa dinlenen davacı tanıklarının beyanlarının bir kısmı sebep ve saiki açıklanmayan soyut beyanlardan ibaret olup, bazı tanık beyanları davacıdan duyum, bazıları ise eskiye dayalı olaylar olup, bu olaylardan sonra evlilik birliği devam ettiğine göre boşanmaya esas alınamaz (…).

 

  1. Yargıtay 2.Hukuk Dairesi 21.04.2014 E.2013/25793, K.2014/9349.

 (…)Dava; zina, olmazsa haysiyetsiz hayat sürme, bu da kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma talebine ilişkindir. Zina ve haysiyetsiz hayat sürme fiilleri özel boşanma sebebi yanında genel boşanma (TMK md. 166/1) sebebi de oluşturur. Böyle bir durum karşısında kalan eş dilerse bu özel sebeplerin yanında genel sebebe, dilerse birine veya birkaçına birlikte dayanarak boşanma talep edebilir (…).

 

KAYNAKÇA:

TBMM Mevzuat Bilgi Sistemi – https://www.mevzuat.gov.tr/mevzuatmetin/1.5.4721.pdf

DURAL, Mustafa/ÖĞÜZ, Tufan/GÜMÜŞ, Alper: Aile Hukuku, Cilt 3, 13. Bası, 2018

Aile Hukuku ve Uygulaması Bilimsel Görüşler, Yargı Içtihatları, Bilal Köseoğlu / Köksal Kocaağa, Türkiye Barolar Birliği Yayınları: 163, Birinci Bası, Ankara, Ekim 2009.

 

YAZARLAR:

 Av. Sancaktar Devlet ÖZKUL, Stj. Av. Hasan TANDOĞAN, Stj. Av. Kübra ÇAYLAK

Diğer Makaleler