Makaleler

BASIN YOLU İLE KİŞİLİK HAKLARININ İHLALİ

Demokratik toplumlarda basın özgürlüğü önemli bir yer tutmaktadır. Zira bu özgürlük Anayasa tarafından da güvence altına alınmıştır. Basın; kamuoyunu aydınlatmalı, kişileri ve kurumları eleştirebilmeli, adeta bir denetim makamı gibi görev alabilmelidir. Ancak basın özgürlüğü uğruna kişilik haklarından vazgeçilemez. Basın özgürlüğü ile kişilik haklarının çatıştığı durumlarda, menfaatler dengesi gözetilerek hangi tarafa üstünlük tanınacağına karar verilmeli ve eğer kişilik hakkına öncelik verilirse oluşan zarar sorumlular tarafından tazmin edilmelidir. 

Basın özgürlüğü gözetilmekte ancak sınırsız bir özgürlük sunulmamakta; diğer bir ifadeyle kişilik hakları korunmaktadır. 

Başlıca kişilik hakları; yaşam, sağlık ve vücut bütünlüğü, şeref-haysiyet, hayat alanları, isim, resim-ses ile mesleki ve ticari değerlerdir. Basın yoluyla kişilerin en çok özel hayatı, şeref ve haysiyeti ihlal edilmektedir. Bu ihlallere katlanma mecburiyeti kişinin statüsüne göre değişiklik arz edecektir. Topluma mal olmuş kişilerin (siyasiler, sanatçılar vs.) kendilerinden beklenen tahammül seviyesi, normal bir vatandaşa göre daha yüksektir. Bu kişiler, haklarında yapılan eleştirilere daha açık olmalıdır. 

Basın yoluyla ihlalin unsurlarını şu şekilde özetleyebiliriz: fiil, hukuka aykırılık, kusur, zarar ve uygun nedensellik bağı. Basın yoluyla yapılan bir ihlalden söz edebilmek için bu beş unsur bir arada bulunmalıdır. 

Hukuka uygunluk sebeplerinin (üstün nitelikte kamu yararı, gerçeklik, güncellik, ölçülülük, rıza) olayda yer alması durumunda, sorumluluk gündeme gelmeyecektir. 

Kişilik hakkı basın tarafından saldırıya uğrayan kişi, hukuki korumadan yararlanmak için talepte bulunabilir. Bu kapsamda düzeltme ve cevap hakkını kullanabilir; önleme davası, durdurma davası, tespit davası açabilir, ihlal sebebiyle elde edilen kazancı vekâletsiz iş görme hükümlerine göre isteyebilir, uğradığı zararı maddi-manevi tazminat yoluyla giderebilir. Maddi-manevi tazminat davası yönünden saldırıyı gerçekleştirenin kusuru aranmaktadır. Nitekim, basın yoluyla yapılan ihlaller için cezai sorumluluk da düzenlenmiştir. 

Sonuç olarak; basın, kendisine verilen görevleri ifa ederken kişilik haklarına saygı duymalı, herhangi bir müdahaleye sebep olmamak için gerekli özeni göstermeli, basın özgürlüğünü kötüye kullanmamalıdır. Aksi takdirde, zarar meydana gelecek ve basının sorumluluğu söz konusu olacaktır.

Daha fazla bilgi almak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Yazar: Av. Sancaktar Devlet ÖZKUL / Stj. Av. Hasan TANDOĞAN

Diğer Makaleler